Dolar 32,4676
Euro 34,7142
Altın 2.435,69
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 25°C
Az Bulutlu
Afyon
25°C
Az Bulutlu
Cts 23°C
Paz 21°C
Pts 19°C
Sal 20°C

Yasin Şen: Birden Fazla Cevabı Bulunan Bilmeceler

Bilmeceler genelde tek cevaplı estetik ve edebî sorulardan oluşurlar. Fakat birden fazla cevabı bulunan bilmeceler de vardır ve bunların varlığı hatırı sayılır bir yekun tutar. Bunlarda her satır veya mısra bir sorudur. Halk dikkatini ve zekâsını çok iyi yansıtan örnekler olması açısından bunlara da bu kısımda temas etmeyi uygun bulduk. Şu bilmece örneği dört cevabı bulunması itibariyle çok tipik bir örnektir:

Kurumsal Web Tasarım

Yerden yığma evler var

Top sakallı dedeler var

Köpük kusan dostlar var

Tuzsuz pişen aşlar var.[1]

Bu bilmecede her satırın cevabı sırasıyla kümes, horoz, sabun ve helvadır. Dolayısıyla dikkat edildiğinde her satırla bir tasvir ortaya konmakta ve insan-eşya-tabiat arasındaki ilgi sergilenmektedir. Aşağıdaki bilmece ise bunun bir başka şeklini teşkil eder:

Ey han gördüm han gördüm,

Yerden yapma dam gördüm,

Köpük kusar taş gördüm,

Tuzsuz pişer aş gördüm?[2]

Şu bilmece de benzer özelliği itibariyle çok dikkat çekicidir:

Dağda darıman gördüm

Suda Süliman gördüm

Yatır koca taş gördüm

Tuzsuz pişen aş gördüm[3]

Satırlarının cevabı sırasıyla “kaplumbağa, balık, sabun, sütlaç” olan şu bilmecede cevap sayısının dört adet oluşu oldukça dikkat çekicidir.

Dağda daliman,

Suda Süleyman,

Köpük kusan taş gördüm,

Tuzsuz pişen aş gördüm[4]

Bilmecelerin birden fazla cevabı bulunması onların anlatımındaki yoğunlukla ilgili bir durumdur. İşin daha dikkat çekici yanı ise her mısraı bir veya iki cevabı bulunan bilmecelerdir. Aşağıdaki bilmece böyle bir anlatımla ve yoğun bir anlatımla karşımıza çıkmaktadır:

Dünyada iki güzel,

Biri birinden güzel,

Biri birine benzer,

Biri birine bakar.[5]

İlk iki mısranın cevabı ay ve güneş; üçüncüsünün cevabı ölüm ve uyku; en son mısraın cevapları ise yer ve göktür. Kayseri’de derlenen bu bilmecede çok az kelime sarf edilerek, on iki kelimeden oluşan birkaç mısra içine altı cevap birden sığdırılabilmiştir. Bu yoğunlukta bir anlatımla bilmecelerde zaman zaman karşılaşabildiğimizi, fakat bunun örneklerinin sınırlı olduğunu da ifade etmeliyiz.

Birden fazla cevabı bulunan bilmeceler Türklerin düşünce zenginliğini bu türde sergilemesiyle de açıklanabilir. Tabiatla engin bir ilişki kuran insanlar, ondaki zenginliği ve ayırt edici bazı hususiyetleri hayatlarında öne çıkarmışlardır. Aslında bilmecelerde de yapılan budur. Birkaç mısraya veya kelimeye sığdırılan birden fazla cevap, aslında uzun gecelerde, sohbetlerde, tabiatla kurduğu ilişkide incele incele çok önemli bir yere gelebilmiş insan dikkatini ve zevkini temsil etmektedir.

Bilhassa bilmece sorma geleneğinin yerleştiği ve yaygınlaştığı yörelerde bilmecelerin rafineleştiği derhal dikkat çeker. Biz burada bilmecelerin çok sık sorulduğunu zannetmekteyiz. Bunun da giderek daha az kelimeyle birden fazla kavrama işaret edecek anlatımın kabiliyeti yanında kültürel yeterlilik, incelik ve bilgiyle ilgili olduğunu düşünmekteyiz. Dörtdivan’da derlediğimiz şu bilmece örneği bu hususu yansıtması adına gerçekten dikkat çekicidir:

“Minare, minarenin içinde kenâre, kenârenin içinde oluk, oluğun içinde balık.” Bu bilmecenin cevapları sırasıyla “insan, kan, gırtlak ve dil”dir. Burada anlatımın yoğunluğu en başta dikkat çeken bir özelliktir. Burada insana ve onun ilgili bulunduğu eşyaya ve tabiata derhâl bir aşinâlık görülür. Bunu ancak Anadolu insanının irfanıyla anlatabiliriz. İkinci olarak bilmecedeki istiareler dikkat çeker. Nihayet bilmecenin dört cevabı da bize bunun ancak sanatında ustalaşmış bir ârifin dilinden dökülebileceğini söylüyor. Sadece bu durum bile bize bilmecelerin basit metinler olmadığını anlatmaya yeter.

Onlar asırlarca sürmüş ve incelmiş bir geleneğin en önemli özelliklerini kendinde teksif eden örnekleri vermeyi de başarabilmişlerdir. İşte bu başlık altında incelemeye çalıştığımız bilmece örnekleri bize bunu söylemektedir.

[1]Şükrü Elçin, Türk Bilmeceleri, Kültür ve Turizm Bak. Yay., Ankara 1989, s. 95.

[2]Naki Tezel, Türk Halk Bilmeceleri, MEB Yay., 2. Baskı, Ankara 2000, s. 90. (Bu bilmece tarafımızdan dörtlük hâline getirilmiştir.)

[3]Esma Şimşek, “Bilmeceler”, Türk Dünyası Edebiyat Tarihi, C. 3, AKM Yay., Ankara 2003, s. 247.

[4]Şükrü Elçin, Türk Bilmeceleri, Kültür ve Turizm Bak. Yay., Ankara 1989, s. 54.

[5]Amil Çelebioğlu-Yusuf Ziya Öksüz, Türk Bilmeceler Hazinesi, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1995, s. 65.

Yasin Şen – Haberler Afyon
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
14 Aralık 2021 23:02
29 Eylül 2021 04:44
5 Eylül 2021 03:49
2 Aralık 2021 20:59
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.