Dolar 32,3862
Euro 35,0429
Altın 2.326,30
BİST 9.137,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 23°C
Açık
Afyon
23°C
Açık
Cts 24°C
Paz 24°C
Pts 25°C
Sal 22°C

Köyde Sokak Sesleri

Köyde Sokak Sesleri

Kurumsal Web Tasarım

Ses de koku gibi bir şahsiyetin ifadesidir. Bu yüzden köy dendiğinde biraz da onun sesleri aklıma gelir. Bizim köyün sesleri ilk bakışta çok çeşitli değil gibidir. Fakat düşündükçe onun da çeşitliliğini ve zenginliğini anladım. Öncelikle aklıma Hatipoğlu geliyor. Hatipoğlu, köyün girişinde başlayarak “Dometes vaar, salatalık vaaar, üzüm vaar, karpuz vaaar…” diyerek köyün semasına yayılan sesinden tanınırdı. Bu, aslında çoğu zaman aranan bir sesti. Çünkü ilçe merkezine inip de sebze meyve almak bize zor geliyordu. Sonra rüzgârın sesine karışmış kuş seslerimiz olur. Havanın dingin olduğu zamanlar, onların sesleri de net bir biçimde gökyüzünü doldurur. Zamana göre kırlangıç, güvercin, çalıkuşu, çulluk, horoz, tavuk ve daha çok serçe sesleri köyün diğer seslerine katılır. Bazen eskici gelirdi köye. “Şu, şu eşyalarınız alınır!” anlamındaki sözlerle dolardı köyün içi. Bu ses çok nadir duyulsa da çocukluğumuzda köyün içinde zaman zaman eskicilerin sesi yankılanırdı.

Bu seslerin içinde insanınkileri elbette unutamayız. Veysel Abimin, Şükrü Amcamın, Cezmi Amcamın, Hanife Anamın, annemin, babamın, Mutlu’nun, Melahat Ablamın, Havva Yengemin, Selahattin Emmimin ve çocukların sesleri köyümüzün vazgeçilmezidir. Bazen sanki derinlerden gelir gibi bana seslendiklerini hatırlıyorum. Sesin bana böyle gelmesinin sebebi daldığım hayal veya düşünce âlemlerinden sıyrılamam idi. Bu seslerin bazen karşılıklı konuşma şeklinde olanları vardı ki, benim ilgimi daha çok bunlar çekerdi. Bunlar güzel konuşmalardı ve köyün semasında tek başına yankılanırdı.

Nelerdi mesela? Çangal ne zaman dikilecek, ne zaman ot kazmaya gidilecek, yoka ne zaman açılacak, fındıklar oldu mu, ne zaman fındığa başlanacak, havalar bozdu mu, fındık işçisi bulundu mu? Genelde böyle şeyler. Fakat köyün birlikte hareket ettiğini düşündürmesi açısından bunlar beni cezbederdi. Köyün seslerinin evlere çekildiği zamanlar akşamın erken saatleriydi. Akşam ezanı okundu mu sokakta kimse durmazdı. Akşam üstü sokakta durmak pek iyi görülmezdi. Fakat gecenin siyahı sesin gücünü de açığa çıkarırdı. Karanlıkta ses sanki daha kolay yol bulurdu kendine. Kışın da böyle olduğunu hatırlıyorum. Kar yağdığında ve etrafta diz boyu kar olduğunda sesin daha çabuk ötelere ulaştığını zannediyorum. Kim bilir, belki yanılıyorum. Fakat bana hep böyle gelmiştir.

Galiba 2016 senesinin yaz tatilinde idik. Bir keresinde köyde elektrikler kesilmişti. Balkona çıktım ve zifiri karanlığı seyre koyuldum. İnsanın zihnindeki bütün yükleri hafifleten müthiş bir karanlık vardı. Bazı evlerde yavaş yavaş mumlar ve löküs lambaları uyanmaya başlamıştı. Buna rağmen karanlığın baskın gücü yine de devam ediyordu. Yukarı köyde yanlış hatırlamıyorsam Âdem Abi ve Zeki Abiler karşılıklı sohbet etmeye başladılar. Bu fasıl zihnimi birdenbire allak bullak etti. Bu beni köyün çok eski zamanlarına götürdü. İnsanın daha çok birbirine yaslandığı zamanlara… Sesler o kadar yakındı ki, sanki her ikisi de hemen yakınımda konuşuyorlardı. Zihnim bir an köyün şahsiyetini yapan bu seslerle doldu. Ürperdim. Köyün eski sakinleri zamanın derinlerinden çıkmış da yaşadığımız âna gelmiş gibiydi.

Benim için çok güzel, çok derinlikli ve çok tatlı bir hatıra idi bu. Tarifsiz bir sevinç hâli yakalamıştım o an. Ömrümde koptuğunu zannettiğim zamanların birlikteliği, çok derinlerde kaybolduğunu zannettiğim vahdetin tezahürü idi bu. Sonra elektrikler geldi. Yine o eski hâlimize geri döndük.

Bu arada ahırlardan yüksel ve ineklerin boynundaki çanların (çav derdik) seslerini bu fasılda anlatmadan geçemem. Köyde başımı yastığa koyduğum vakitler kulağıma bu sesler gelirse derhal zihnime ve yüreğime koskoca bir mazinin boca edildiğini duyarım. Kalbimin geçmişe ve çocukluğuma doğru genişlemesine izin veririm. Bu zamanlar tüylerim adeta diken diken olur.

Öyleyse sesler diyorum, zamanı bir bütün olarak duyuran bir imkândır bizim için… Köylerde zamanı bir bütün olarak duyabilmek bu sebepten pek mümkündür. Köyde sesler, bunun için ne güzel bir imkândır!

Köyde Sokak Sesleri
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
2 Eylül 2021 14:53
10 Aralık 2021 02:07
16 Kasım 2021 14:47
17 Aralık 2021 12:06
20 Temmuz 2021 00:14
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.