Dolar 34,2398
Euro 37,6309
Altın 2.920,13
BİST 9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 26°C
Çok Bulutlu
Afyon
26°C
Çok Bulutlu
Paz 24°C
Pts 25°C
Sal 28°C
Çar 26°C

Afyon Masalları: Dev ile Bir Kızın Masalı

Afyon Masalları: Dev ile Bir Kızın Masalı

Kurumsal Web Tasarım

Bir varmış bir yokmuş. Allah’ın kulu pek çokmuş. Bir tane kız ve bir tane de evin hizmetçisi varmış. Kız bahçede gezerken başında bir tane bit bulmuş. Eve getirmiş şişenin içine koymuş. Biti etle beslemişler. Bir gün bunlar biti kesmişler ve bir Bey’in odasının önüne asmışlar. Bir tellal çağrılmış. Tellal “Bunun ne olduğunu bilene bey kızı vereceklermiş.” demiş. Köylü toplanmış. Bitin başına bakan geçmiş, kimse bilememiş.

Bir tane dev varmış. Köye inince adam, dağa çıkınca dev oluyormuş. Köye gelip adam kılığına girmiş. “Bu köyün halkı nerede?” diye sormuş. Köylüler de “Bey’in evinin önüne bir hayvan asmışlar. Köylü orada.” demiş. Adam da “Beni o eve götürün.” demiş. Gitmiş bakmış asılı olan şeye. Adam “Buna Türkçe bit derler, Arapçada kehle derler.” demiş. Kız da yukarıdan mendilini adamın üzerine atmış. Bu bildi diye kızın babası da “Tamam buna vereceğim kızımı.” demiş. Üç gün üç gece düğün yapmışlar. Adam “Artık köyüme, anneme babama gidelim.” demiş. Bir tane at arabası bulmuşlar. Adam arabayı bir kedi, bir köpek, bir kocakarı almış. Bir de şoför bulmuşlar.

Düşmüşler yola. Adam bu arada dev kılığına girmiş. Az gitmişler uz gitmişler. Bir yere gelmişler. Dev orada kediyi kesip yola atmış. Biraz daha gidip köpeği kesip onu da yola atmış. Biraz da gidince bu sefer kocakarıyı kesip yola bırakmış. Ondan sonra biraz gidip bu sefer de şoförü kesip atmış. Gide gide denizin içinde bir eve girmişler. Dev, kıza evi gezdiriyormuş. En sonunda “Ben bugün gidip yarın gelirim. Kapıya gelen olursa içeri alma.” demiş.

Dev gitmiş. Dışarıda gezinirken kadın kılığında eve gelmiş. “Ben arabanın içine düştüm de geldim. Beni eve al.” demiş. Kız da “Ben seni alamam. Şimdi bey gelirse seni de yer beni de yer.” demiş. Dev eve gelip karısına “”Eve gelen oldu mu?” demiş. Kız da olan biteni anlatmış.

Dev bu sefer gidip öldürdüğü şoförün kılığında eve gelmiş. “Ben arabanın içine düştüm geldim.” demiş kıza. “Beni eve alın.” demiş. Kız “Ben seni eve alamam, dev gelirse seni de yer beni de yer.” deyip içeri almamış. Dev gelip sormuş “Gelenler oldu mu?” demiş. Kız da “Gelen oldu içeri almadım.” demiş. Dev tekrar “Bak ben bugün gideceğim, yarın durup ondan sonraki gün geleceğim. Gelen olursa eve al.” demiş. Kıza da odaları göstermiş “Şu iki odaya gir, bu bir tane odaya sakın girme.” demiş. Kız da dev yokken “Nasıl olsa o, bugün duracak, yarın duracak, ondan sonraki gün gelecek. Ben şu odaya bir bakayım.” demiş. Odanın kapısını açmış, iki kişi görmüş. Bunlardan birinin kolu kesikmiş, diğerinin de bacağı yokmuş ve bağırıp duruyorlarmış. Kıza “Buraya biz geldik sende mi geldin?” demişler. Kız geri dönüp kapıyı örtmüş ve o an kocasını görmüş. Kız başka bir odaya gitmiş.

Dev de ocağa bütün adamları toplayıp eline ne gelirse hepsini yakmış. Sonra kadının yanına gidip onun elbiselerini çıkarmış. Adam kollarından kızı asmış ve kızgın demirlerle yakmış. Dev yine dışarı çıkıp evden gitmiş. Dev gittikten sonra evlerinin önünden geçen katırın üzerindeki birileri kadının sesini duymuşlar. Adamlar da “Bu dev yine ya mal yaktı ya da can yaktı.” demişler. Bir tanesi “Ben dönüp bu ses ne diye bakacağım.” demiş. Bir tanesi de “Gel boş ver, ben gideceğim.” demiş. Görmeyen adama “Sen filan yere gidene kadar ben bakıp geleyim.” demiş. “Eğer sen gidene kadar ben gelemezsem anneme babama selam söyle.” demiş. Geriye dönen adam eve girip bakmış. Eve girince ne görsün! Kızın vücudu yanık izleri dolu. Hemen montunu çıkarıp kızın üzerine örtmüş ve at arabasına bindirmiş.  Sonra da diğer adamlara yetişmiş.

At arabasıyla giden adam sormuş: “Sen bunu getirdin ya, bu ölürse nereye gömeceğiz?” Bir diğeri “Bizim mezarımız yok ki.” demiş. Diğer adam da “İleride bir tane camiden geçeceğiz. Caminin önünde bırakıp gideriz. Nasıl olsa namazdan çıkanlar bunu alırlar.” demiş. Adam, bu sonuncusunun dediği gibi yapmış.

Camiden çıkanlar kadına bakıp geçmiş. Sonradan çıkan bir tane bey, kıza bakmış. Kıza “Sen in misin cin misin?” diye sormuş. Kız da “Ben ne inim ne cinim. Allah’ın kuluyum.” demiş. Adamın işçileri varmış. Onları çağırmış. “Bunu tuzlayıp yağ çalın, döşeğe yatırın.” demiş. İşçiler kızı alıp götürüp yağlayıp tuzlamışlar. Bir hafta geçmiş kız iyi olmuş.

Evin işçi kadını varmış. Kız o kadınlarla gül bahçesine çıkmış. Gezerken o kadınların sesine Bey’in oğlu kalkıp bakmış. O oğlana etraftan kız bulamıyorlarmış. O kızı görmüş. “Babam niye kız arıyor, o kızı bana alsın.” demiş. Durumu babasına söylemişler. Adam “Tamam.” demiş. Kırk gün kırk gece düğün etmişler. Evlenmişler. Bunların zamanla bir çocukları olmuş.

O dev de bu arada köy köy kızı ararmış. Çocuklar mile oynuyormuş. Çocuklar aralarında “Adam oğluna kız bulamadı da yanık kızı iyi etti, oğluna aldı.” demişler. O dev bunu söyleyen çocuğa “O yanık kızın evi nerede?” diye sormuş. “Onu söyle sana para vereyim.” demiş. O çocuk göstermiş evi. Çocuğa para vermiş.

Dev köyün muhtarının yanına gitmiş. Durumu anlatmış. Sonra “Ayna olacağım. Sen de beni satacaksın o beye.” demiş. Dev silkinmiş, ayna olmuş. Bey aynayı muhtarda görünce almış, işçilere “Gelinin evine koyun.” demiş. Bu arada gelin gezmeye gitmiş. Gelince doğrudan evine geçmiş. Aynayı görmüş. Kız kaynanasına “Benim odaya bir tane ayna koymuşsun. O aynayı çabuk dışarıya atın.” demiş. Aynayı alıp dışarı atmışlar. Ayna yine adama dönüşmüş.

Dev yine muhtara gidip “Ben bu sefer bir tül olacağım. Sen bu tülü götürüp o adama satacaksın.” demiş. Muhtar götürüp devin dediğini yapmış. Gelin dışarıdayken kayınpederi işçilerine “Bu tülü gelinin odasına koyun.” demiş. Gelin odasına gelince tülü görmüş. Annesigile “Benim odaya bir tül getirmişsiniz. Onu çabuk alıp atın.” demiş. Tülü de dışarıya atmışlar. Tül yine bir deve dönüşmüş.

Dev yine muhtara gidip “Ben bu sefer bir tane koç olacağım. Sen elmaları portakalları boynuzlarıma takacaksın. Beni o adamın evine götürüp satacaksın.” demiş. Muhtar yine götürüp satmış. Gelinin oğlu koçu ipinden çekip annesinin yanına götürmüş. Annesi koça bakmış. Koçu oğlunun elinden almış, dışarı çıkarmış. “Aman Allah’ım! Ayna oldum attı, halı oldum attı, tül oldum attı, koç oldum çıkardı. Bu sefer yılan olup gece onlar uyurken kızı sokup öldüreceğim.” demiş. Dev yılan olup konağı bulmuş ve içeri girmiş. Gelinin kaynanası kocasına “Bey kalk bu yılan bizi öldürecek.” demiş. Kocası kalkmış. Yılan görmeden yakalayıp onu kaynar kazanın içine atmışlar. Gelin bundan sonra başından geçenleri kocasına bir bir anlatmış. Bundan sonra mutlu mesut yaşamışlar. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine…

(Bu masal 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı’nda İhsaniye Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Semra Demir tarafından derlenmiştir.)

Yasin Şen
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
3 Ekim 2021 16:44
1 Ekim 2021 21:56
25 Ekim 2021 04:44
28 Kasım 2021 11:33
28 Ağustos 2021 01:58
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.