Dolar 32,5047
Euro 34,9280
Altın 2.437,64
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 23°C
Açık
Afyon
23°C
Açık
Cum 25°C
Cts 24°C
Paz 22°C
Pts 21°C

Yasin Şen Yazdı: Köroğlu’nun Tarihi Hayatı-2

Yasin Şen Yazdı: Köroğlu’nun Tarihi Hayatı-2

Kurumsal Web Tasarım

Köroğlu’nun kabına sığmaya bir şahsiyeti olduğu şiirlerinde veya onun adına söylenen şiirlerde okuruz. Aşağıdaki şiir aslında er meydanında rakibini alt etmek için gücüne güvenip hazır bekleyen bir kahramanın edasıyla söylenmiştir:

Meydan başında duranda

Çekip bıyığım buranda

Dişlerim kamaştıranda

İsterim pulat kemirem

Kırat çıkıp eşinende

Yaralanıp deşinende

Kavga sesi işitende

İsterim dağlar yuğuram

Köroğlu’yam yucalmışam

Nice beyden bac almışam

Yüz deseler kocalmışam

Gücüm var dağlar devirem[1]

Bu belgelere rağmen Köroğlu’nun tarihî hayatı oldukça karanlıkta kalmıştır. Köroğlu araştırmalarında en belirsiz taraf onun hayatıdır. Dede Korkut Hikâyeleri’nde anlatıldığına göre ve hayatıyla ilgili bazı mitolojik tarafları göz önüne alındığında bir destan kahramanı Köroğlu vardır. Asker, şair veya eşkıya Köroğlu’nu bu kadar öne çıkaran bizce bu destanî alt yapıdır. Özellikle şair ve asi Köroğlu ile bütünleştiğini düşündüğümüz bu destan kahramanı devlet adamlarına başkaldıran birini bile bir kahraman seviyesine yükseltebilmiştir.

Yaşayan Köroğlu’nun tarihî hayatıyla ilgili bilgi ve belgeler ise adeta birbiriyle iç içe geçmiş gibidir. Bunlara göre şair, asker ve Celalî olmuş Köroğlu’yla karşı karşıyayız. Bunların birbirinden ayrılması oldukça güçleşmektedir. Benzer zorluk başka araştırmacılar tarafından da hissedilmiştir. Cahit Öztelli “Edebiyatımızda iki Köroğlu vardır. Birincisi, ünlü hikâye kahramanı, ikincisi Yeniçeri ocağından ozan Köroğlu’dur.”[2] derken asker ve ozan Köroğlu’nu tek kişi kabul etmektedir. Bu hususta bizim bazı tereddütlerimiz var. Bunları sırası geldikçe ele almaya çalışacağız. Bu araştırmalarda karşımıza dört Köroğlu çıkmaktadır: Destan kahramanı Köroğlu, asker Köroğlu, şair Köroğlu, devlete asi olan eşkıya Köroğlu. Araştırmacılar içinde bunlardan şair ve asker Köroğlu’nu bir arada değerlendiren, fakat Celalî Köroğlu’nu ayıranlar vardır. Cahit Öztelli, Köroğlu’yla ilgili bir çalışmasında şair Köroğlu’nun cönklerden bulduğu on yedi adet şiirini “Şair Köroğlu” başlığı ile ayrı bir bölümde değerlendirmiştir. Fakat araştırmacı “Her iki Köroğlu’nun şiirlerinde ben büyük bir yakınlık görmekteyim.”[3] diyerek hikâye kahramanı Köroğlu ile Yeniçeri ocağındaki şair Köroğlu arasında bir yakınlık kurar. Öztelli’nin farklı iki bölüm hâlinde değerlendirmesine rağmen biz onun bu cümlesindeki yakınlığın sadece yakınlıktan daha öte bir durum sergilediğini düşünmekteyiz. Çünkü Yeniçeri ocağında yetişen ve asker-şair Köroğlu adına kaydedilen şu dörtlük de bizce bu düşüncemizi desteklemektedir:

Gayre bakma, yüzün göster

Ben gönlümü bilmez biyim

Günde padişahlık ister

Ben gönlümü bilmez miyim[4]

Padişahın ordusunda görev yapan bir asker şair gönlünün padişahlık istediğini söyleyebilir mi? Kanaatimizce bu manzume Bolu beyine kafa tutan ve onunla cenge tutuşan, elindeki sazıyla dağlarda gönlünce ve hür zamanlar geçiren Köroğlu’nu haber vermektedir. Nitekim bu dörtlükle başlayan manzumenin şu son mısraları da bizce bu kanaatimizi desteklemektedir:

Köroğlu der, giden gelmez

Bir yaram vardır onulmaz

Attan civandan ayrılmaz

Ben gönlümü bilmez miyim[5]

Bu durumda asker Köroğlu’nun varlığı ortada olduğuna göre onu inkâr mı edeceğiz? Hayır. Kaynaklar Özdemiroğlu Osman Paşa’nın komutasındaki Osmanlı doğu hududunu muhafaza eden, Şirvan’ı ve Tebriz’i alan orduda görev yapan bir Köroğlu’nu haber veriyor. Bu basbayağı asker Köroğlu’dur. Onun şu şiiri Osman Paşa için söylenmiştir:

Osman Paşa eydür, devletli Hünkâr

İnşallah Sultanım, Şirvan bizimdir

Sen himmet eyle, inayet Allah’tan

Mürvet Ali’nindir, meydan bizimdir

Demirkapı’dan Şirvan’a geçildi

Onca savaş oldu, kanlar saçıldı

Kırdık biz Yezid’i, yollar açıldı

Giden ipek yüklü kervan bizimdir

Şirvan ilinden Tebriz’e ulaşdık

Anca başlar kesdik kana bulaşdık

Acem evlerin seyrettik, dolaşdık

Vilâyet Hünkâr’ın, seyran bizimdir

Osman Paşa eydür, gelin varılsın

Tedbir, tedarik nenindir görülsün

Koç yiğitlere mansıb verilsin

Kendi kulunuzdur, ihsan bizimdir

Köroğlu eydür, gülbengi yetirdik

Erenlerin sancağını götürdük

Katar katar mayaların getirdik

Giden ordu senin, Şirvan bizimdir

Özdemiroğlu Osman Paşa, Tebriz’de vefat edince Köroğlu, Paşa’nın vefatı üzerine bir ağıt söylemiştir. O manzumeyi de buraya kaydetmek istiyoruz:

Osman Paşa Tebriz’de ölür olucak

“Hâtem teslim eylen Sultan Murad’a

Direk direk oldu arşın yüzünde

Zârım teslim eylen Sultan Murad’a”

“Benim öldüceğim Şah’a duyursun

Yâranlarım hayır dua buyursun

Vezirliğim bir kuluna buyursun

Mührüm teslim eylen Sultan Murad’a”

“(Uğraşlarda) bölük bölük bölünen

Acap şehit mola bizden alınan

Başlarına altın üsküf vurunan

Kulum teslim eylen Sultan Murad’a”

“Acem illerinde belim büküldü

Gözlerimden kanlı yaşlar döküldü

Cebehanem İstanbul’a çekildi

Malım teslim eylen Sultan Murad’a”

Köroğlu söyledi yine bu sözü

Felek toprağa düşürdü gül yüzü

“Aldım Demirkapı ile Tebriz’i”

Şârım teslim eylen Sultan Murad’a”[6]

Bu durumda 1585 senesindeki İran seferine katılan bir Köroğlu karşımıza çıkmaktadır. Bu durum arşiv belgeleriyle de yakınlık göstermektedir. Köroğlu’nun yanında topladığı adamlarla etrafa zarar vermesi ve bunun da devletin dikkatini çekmesi üzerine 1589 yılında tanzim edilmiş bir ferman vardır. Aynı şekilde şikâyetin artması üzerine 1590 ve 1591 senelerine ait fermanlar da görülmektedir. Bu durum da asker ve ozan Köroğlu’nu asi Köroğlu’na yakınlaştırmaktadır. Şiirlerdeki ortaklık da kanaatimizce bu hususu kısmen destekler niteliktedir.

Yasin Şen – Afyon Haber

[1] Hüseyin Seçmen, Köroğlu Yaşamı Sanatı Şiirleri, Deniz Yayınları, İstanbul 1983, s. 182.

[2] Cahit Öztelli, Köroğlu Dadaloğlu Kuloğlu, Özgür Yayınları, 3. Basım, İstanbul 1997, s. 121.

[3] Cahit Öztelli, Köroğlu Dadaloğlu Kuloğlu, Özgür Yayınları, 3. Basım, İstanbul 1997, s. 126.

[4] Cahit Öztelli, Köroğlu Dadaloğlu Kuloğlu, Özgür Yayınları, 3. Basım, İstanbul 1997, s. 139.

[5] Cahit Öztelli, Köroğlu Dadaloğlu Kuloğlu, Özgür Yayınları, 3. Basım, İstanbul 1997, s. 139.

[6] Cahit Öztelli, Köroğlu Dadaloğlu Kuloğlu, Özgür Yayınları, 3. Basım, İstanbul 1997, s. 123-124.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.