Dolar 34,2398
Euro 37,6309
Altın 2.920,13
BİST 9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 26°C
Çok Bulutlu
Afyon
26°C
Çok Bulutlu
Paz 24°C
Pts 25°C
Sal 28°C
Çar 26°C

Yasin Şen Yazdı: Köroğlu’nun Koçakları

Koçak, yiğit kahraman gibi anlamlara gelir. Köroğlu hikâyelerinde onların kahramanlıkları göz kamaştırır. Onlar beylerine sadıktır. Onun emrinden çıkmadan Köroğlu’na hizmet etmeye çalışırlar. Köroğlu zorda kaldığında veya zindana düştüğünde onun kurtarılması genelde bu koçakların sayesinde olur.

Kurumsal Web Tasarım

Bu koçakların “keleş” diye adlandırıldığı da olur. Sivas’ta derlenen “Bolu Bey” kolunda Köroğlu’nun koçakları keleş diye adlandırılmıştır. Köroğlu’nun kırk yiğidi, yani kırk koçağı vardır. Bunların ardında destan geleneğinin etkileri olduğu açıktır. Dede Korkut Hikâyeleri’nde de karşımıza çıkan kırk sayısı burada da Köroğlu’nun koçaklarını ifade eder. Dolayısıyla bu sayı sistemlerinde destan geleneğimizin ta kadim zamanlardan getirdiği sembolik bir durum gizlidir.

Köroğlu koçaklarını çok sevmektedir. Onlardan hangi biri bir sefere çıksa, yola gitse sazını çıkarır ve Köroğlu onlara sazıyla hitap eder.

Köroğlu, koçaklarını pek sever. Bolu Bey kolunda zindana düşen Köroğlu’nu kurtarmak üzere gelen İsabalı adındaki koçağını teşhis etmek üzere söylediği aşağıdaki manzumesinde onun bu sevgisi sezilmektedir. Koçakların bazılarının adının anıldığı bu manzumeyi buraya kaydetmek istiyoruz:

Bugün keleşlerim yadıma düştü

Ağalar ağası yanımda gerek

Bir büküşte yedi giyim nal kıran

Koçak Demircioğlu yanımda gerek

Nice ordu bozmuş, eli beratlım

Çintiyan kılıçlım, gök Arap atlım

Böbür aslan huylum, kaplan sıfatlım

Şimdi Köse Emmim yanımda gerek

Öz özüne Gürcistan’ı batıran

Bağdat’tan Basra’dan avın getiren

Kendi bir han oğlu Mısır’doturan

Bıyıklı Yusuf’um yanımda gerek

Tek başına ordulara saldıran

İran şahın bayrağını yolduran

Şeşber vurup bedenleri böldüren

Kiziroğlu Mustafa’m yanımda gerek

Derya atı biner demir donludur

Meydana girende aslan canlıdır

Aslını sorarsan Dağıstanlıdır

Şimdi Kocabey’im yanımda gerek

İstek ile öz zevkini yetiren

Bir tek günde Gürcistan’ı batıran

Dört yüz sonaları birden getiren

Celali Mehmet Bey yanımda gerek

Kimsenin halinden derdinden bilmez

Padişahtan ferman olsa dinlemez

Yüz bin ordu gelse var mısın demez

Şimdi Reyhan Arap yanımda gerek

Köroğlu’m zindanda söyler edalı

Ayvaz’ı görmezsem olurum deli

Hezeran kılıçlı, desti cidalı

Güzel İsabalı’m yanımda gerek[1]

Onun birçok koçağı vardır. Köroğlu’nun koçaklarından birisi Demircioğlu’dur. Demircioğlu adına müstakil bir kol da derlenmiştir. Bu kolda, Köroğlu, Köse Kenan ve diğer keleşleriyle beraber İran’a sefere çıkar. Yolda giderken Kırat nal değiştirir. Köroğlu, mecburen keleşlerinden ayrılır ve Erzurum’a uğrar. Burada bir demirciye uğrar ve Kırat’a polat nal kestirir. Bu demircinin bir çırağı vardır. O da başka bir demircinin oğludur. Babası bu çocuk doğarken vefat ettiği için çocuğa Demircioğlu denmiştir. Köroğlu, polat nal kestirene kadar kendisine getirilen nalları eğip büker, bir kenara atar. Demircioğlu da Köroğlu’nun kendisine verdiği altınların üzerindeki yazıları eliyle siler ve o da onları eğip atar.

Köroğlu bu çocuğun yiğit bir olduğunu anlamıştır, hatta kaçırmayı düşünmektedir. Fakat sefer üzere olduğu için yoluna devam eder. Demircioğlu da Köroğlu’nun zenginliğine ve yiğitliğine vurulmuş, onun keleşi olmayı kafasına koymuştur. Neticede onun yolu üzerinde önüne çıkar. Köroğlu, Demircioğlu’nu alarak Çamlıbel’e gelir. Köse Kenan, ilk başlarda Demircioğlu’nu pek önemsemez ve onu ciddiye almaz. Fakat Âşık Canan adlı İsfahanlı bir âşığın Telli Nigar’dan getirdiği mektubu gören Köroğlu Telli Nigar’ı getirmeyi istemektedir. Onu getirmek için Demircioğlu gönüllü olur. Köse Kenan başta olmak üzere kimse onun başarılı olacağına ihtimal vermez. Demircioğlu, getirilen kahveye içmeye davranan Köroğlu’nun bileğinden tutar, kahve yere düşer. Fincanın dibinde kalanları silip süpürür ve yola çıkmak üzere hazırlanır. Köroğlu da ona üç telli sazıyla hitap eder.

Köroğlu hikâyelerinde yukarıdakilerden başka olarak zaman zaman ismi anılan koçakların adları şöyledir: Lelevütlü Kara Usta, Pireboyun, Ceyhun Arap, Kamber, Hoylu, Kocabey, Hendekatlamaz, Dolmagöz, Deli Celali, Nalkıran, Kenan Sancaktar…

Köroğlu’nun kocaklarından yukarıda da bahsedildiği üzere Demircioğlu adına müstakil bir kol bulunduğu gibi Kamber’in adına da yine müstakil bir kol bulunmaktadır. Her iki kolda da koçaklar Köroğlu’nun yiğitliği ve onları koruması sayesinde onun koçakları arasına katılırlar.

Köroğlu hikâyelerinde bazen Köroğlu’nun düşmanlarından biri de onun koçaklarının arasına katılabilmektedir. Kenan Sancaktar bunlardan birisidir.

Köroğlu hikâyelerinde bu koçakların hikâyede anlam kazanan ve onların yolunun bir şekilde Köroğlu’yla kesişmesine vesile olan bir işleyiş gizlenmektedir. Pertev Naili Boratav’ın kitabına aldığı ve geneli manzum metinlerden oluşan “Maraş Metinleri”nde Reyhan Arap, Köroğlu’nun babası Deli Yusuf’la mücadele eder. Hatta neredeyse onu alt etmek üzeredir. Köroğlu’nun Tiflis Nüshas’ında anlatılan Reyhan Arap’la ilgili şunları söyler: “Tiflis Nüshası’nda Arap Reyhan, Köroğlu’nun sevimli sakisi olan Eyvaz’ın dayısı ve kahramanın dostudur. Hatta Köroğlu zor anlarda Arap Reyhan’ı yardıma çağırır.”[2]

Dolayısıyla bu hikâyelerdeki koçakların her birinin bir hikâyesi vardır. Bazı anlatılarda onların Köroğlu’na nasıl katıldığı anlatılır. Koçaklar, Köroğlu hikâyelerinin en önemli unsurlarından birisidir.

[1] Ümit Kaftancıoğlu, Köroğlu Kol Destanları, Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1979, s. 47-49.

[2] Fuzuli Bayat, Köroğlu Şamandan Âşıka, Altan Erene, Akçağ Yayınları, Ankara 2011, s. 134.

Yasin Şen – Afyon Haberleri
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
10 Ekim 2021 20:06
11 Aralık 2021 07:21
11 Aralık 2021 21:29
18 Kasım 2021 02:42
14 Aralık 2021 22:51
4 Aralık 2021 07:01
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.