Fragmanlar – 1

HZ. PÎR İLE YÜRÜMEK

Sen yürüdün, dağlar taşlar yürüdü efendim. Sen yürüdükçe arz yerinden oynadı. Varlık sizinle aktı efendim. Yokluk sizinle coştu. Sen yürüdün, âlemler yürüdü efendim. Âlemler sizdeydi. Siz bambaşka bir âlemdiniz efendim.

İNSAN

İnsan her türlü ağırlığı taşıyabilir fakat irfana mâni olucu şeyleri, günahı, pişmanlıkları zihninde taşıyamıyor. Bunları bırakmak ve hafiflemek istiyor. Günümüzde en çok kendinden kaçan insanın bu hâlden kurtulabilmesi herhalde sadece kendiyle hesaplaşması, nefsini mahkûm edip kendini affetmesine bağlıdır. Şu da var ki, kendi kendini affetmeyen bir insanı başkasının hoş görmesi hiçbir şeyi değiştirmiyor.

FOTOĞRAFÇILIK

Fotoğrafçılık gerçekten büyük sanat… Hep güzeli aramak ve onu tespite çalışmak bu sanatı büyük kılıyor.

SAKLAMBAÇ OYUNU

Pandemi boyunca evde kalma süreci içinde çocuklarımla epey saklambaç oyunu oynadık. Anladım ki, bu oyun Hakk’ın bilme ve bilinme zevkinden kinayedir. Saklanan aranmaktan, arayan aramaktan müthiş bir zevk ve huzur buluyor. Âlem O’nu bilmek ve O’nun bilinmesi keyfiyetine göre halk edildiğine göre bu hâli bu oyundan daha güzel ne anlatabilir!

SAKİYE SESLENİŞ

Biz okuyup dokuyanlar, öğretmenler, öğretemeyenler, prof.’lar doç’lar, arş. görler, arşı görmeyenler, danışanlar, danışmayanlar, kendisine danışılmasından rahatsız olanlar! Niye durdukça kibirle dolar, düşmanlıkla yaşarız! Şu ümmi teyzenin yüzündeki, şu âciz amcanın hâlindeki saf ifade ve asalet bizim yüzlerimizde, yüreklerimizde niye olmaz? Okudukça, yazdıkça niye egomuz şişer ey ahali? Masumiyetimiz, saflığımız neden kaybolur? Küçük dağlardan sonra neden büyük büyük dağlara girişir, aziz bir ömrü çöp yığınına niye döndürürüz? Ey okuyup dokuyanlar! OKUMAKTAN MANA NEDİR?

SEVMEK

Hayatımın en güzel fırsatlarından biri yaşadığım toprağın insanını severek anlamaya çalışmak olmuştur. Bunda ne kadar başarılı oldum, bilemiyorum. Sevginin en iyi iletken, başlanılan işleri sona eriştiren en güzel yardımcı ve hayatın özündeki mana olduğuna asla şüphem yok. Ben köyümü sevdim.

SIKIŞTIRILMIŞ BİR ZAMAN İDRAKİ

Sıkıştırılmış bir zaman idraki içerisinde yaşıyoruz. Onu açmak, genişletmek için büyük mücadeleler vermek gerekiyor. Zamanın özünü ve derinliğini anlamak büyük bedeller istiyor yani. Bu bedeli ödemeyince mekâna hapsedilmiş bedenimiz gibi çok dar bir zaman idraki içerisinde hapsolmuş zihnimiz de resmin bütününü, evrenin tek vücut oluşunu ve mükemmelliğini anlayamıyor.

ŞİİR

Şiir içimdeki pırıltıları keşfetmem için bana sunulmuş bir imkân gibime geliyor. En nihayet bütün yazılar ve şiirler okunur, okunmalıdır. Fakat bence bu işin başında insanın kendi içinde yazarak bir keşfe çıkmak istemesi, kendini tanıması durmaktadır. Şiir de böyledir. O her şeyden önce duygu âlemimizi daha iyi tanımlayabilmek içindir.