Dolar 32,5956
Euro 34,6946
Altın 2.513,05
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 12°C
Hafif Yağmurlu
Afyon
12°C
Hafif Yağmurlu
Cts 18°C
Paz 19°C
Pts 24°C
Sal 24°C

Oyuncaklar terapi için birer metafor

OYUN TERAPİSTİ EDA KİL

Oyuncaklar terapi için birer metafor
2

Oyun Terapisti Uzman Eda Kıl, seçilen oyunların ve oyuncakların, çocukların iç dünyasını anlamak için birer metafor olduğunu söyledi.

Kurumsal Web Tasarım

Çocuk psikolojine yönelik oyun terapistliği üzerine çalışmalar yapan uzman Eda Kil, oyuncakların, televizyonların ve sosyal medya görsellerinin, çocukların algılarında önemli bir rol oynadığından bahsetti. Oyun terapisine katılan çocukların yaş ortalamasının 3 ile 12 aralığında olduğunu aktaran Uzman Kil, aynı zamanda uyum sorunu yaşayan, sık sık altını ıslatan, davranış bozuklukları sergileyen, öfke ve dikkat kontrolü sağlamakta güçlük çekenlerinse bu terapilere katılabileceğini belirtti. Çocukların, yetişkinler kadar kendilerini ifade edebilme becerilerinin gelişmediğini vurgulayan Kil, “Seçilen oyuncaklar, tasarlanan oyunlar ve çizilen resimler; biz terapistler için sembolik birer anahtar oluyor ve bu sayede de hem onların problemlerini yorumlayabiliyoruz hem de iç dünyalarına girebiliyoruz” dedi.

“Çocuğun çizdiği nesneler ve kâğıdı kullanış biçimi, bize onların iç dünyaları hakkında bilgi veriyor”

Bazı zamanlarda, çocuklarla iletişim kurma konusunda çıkmaza girdiklerini ve onların iç dünyalarına ulaşamadıklarını aktaran terapist Kil, resim analizi yönteminden faydalandıklarını anlattı. Bu yöntem sayesinde, çocuğun çizdiği nesnelere birer metaforik anlam yüklediklerini ifade eden Kil, “Neyi, neyin yanına çiziyor; nesneler, üstte mi yoksa altta mı ve kâğıdı kullanış biçimleri; bize onların dünyaları hakkında belirli fikirler veriyor. 12 yaş ve üstü bireylerde ise bu gibi sanat terapisini ya da bireysel görüşmeleri daha uygun buluyoruz” diye konuştu.

“Aileler, çocuklarını teknolojiden uzak tutmak yerine, onlarla daha çok kaliteli zaman geçirsinler”

Oyun terapisi alan çocukların sadece sorunlarını teşhis etmek ve çözüm bulmak için getirilmediklerini aynı zamanda sosyal gelişimlerine destek amaçlı olarak da geldiklerini vurgulayan Eskişehirli Uzman Eda Kil, bu yol ile çocukların düşüncelerini daha sağlıklı bir biçimde ifade edebildiklerini ve daha rahat bir biçimde duygularını düzenlediklerini anlattı. “Çocuklar burada öğrendikleri becerileri, dış dünyalarında uygulayabiliyor ve onların karakterlerinin inşasına katkıda bulunabiliyoruz” diyen Kil, konuyla alakalı olarak şunları da belirtti:

“Çocuklar, aile ortamındaki güveni özümseyerek büyümelidir. Telefon ya da bilgisayarda fazla vakit geçiriliyorsa, bu süreç ebeveynlerin kontrolünde olmalıdır. Buna alternatif olarak kaliteli zaman aktiviteleri ya da en az 15 dakikalık bir sohbet de gerçekleştirilebilir. Bu sayede çocuklarda hem farkındalık artacaktır hem de çeşitli teknolojik cihazlara olan bağımlılıklardan kurtulup, etraflarıyla sağlıklı bir şekilde iletişim kuracaklardır. Anne ve babalardan, küçük çocukların teknolojiden uzak durmaları yönünde cümleler işitiyorum ve bu durumu katiyen yanlış buluyorum. Çünkü, teknoloji her yerde ve bunun önünü almak mümkün değil. Mesela bir anne ya da baba, çocuğunun elinden telefonu aldığında, bunun yerine daha verimli olarak ne koyabiliyor? Öncelikle düzenli bir iletişim süreci çerçevesinde ve günlük programlarında çocuklarına bol bol vakit ayırsınlar. Bu tavsiyeyi boşladıkları andan itibaren sorunlar da beraberinde geliyor.”

“Televizyon reklamlarında ve sosyal medya içeriklerinde çok fazla subliminal mesaj var”

Televizyon reklamlarının ve sosyal medya içeriklerinin altyapısında çok fazla subliminal mesaj olduğundan bahseden Kil, bu durumun küçük çocuklarda bir bedensel algı meydana getirdiğini belirterek, “Güzellik algısı artık fiziksel ölçütlere dayandırılıyor. Mesela ruj sürersen ya da belin ince olursa daha güzel olursun gibisinden bir ileti kodlatılıyor. 3 yaşındaki çocukların bile oyunlarında, bu durumu rahatça gözlemleyebilirsiniz. Ailelere ricam odur ki, çocuklarının dış görünüşlerine dair övgüde bulunmamaları ve kitle iletişim araçlarındaki yanlış bilgilerden kesinlikle sakınmalarıdır” diyerek tavsiyelerde bulundu.

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.