Dolar 32,4490
Euro 34,5109
Altın 2.473,25
BİST 9.561,53
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 22°C
Az Bulutlu
Afyon
22°C
Az Bulutlu
Çar 22°C
Per 20°C
Cum 13°C
Cts 17°C

At ile insan ilişkisi içerisinde Hippoterapi yöntemi

At ile insan ilişkisi içerisinde Hippoterapi yöntemi
2

Hippoterapi Türkiye Projesi ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yaptıkları atlı terapi sürecinden ve bu tedavi yönteminin henüz Türkiye’de yeni yeni tanınmaya başladığından bahseden Dr. Cafer Yıldırım, “Atın sorumluluğu antrenöre, hastanın ise terapistlere aittir” dedi.

Kurumsal Web Tasarım

Dünyada modern Hippoterapi (at ile terapi) yöntemi, Avrupa’da 1940’lı yıllardan itibaren uygulanmaya başlansa da Türkiye’de henüz yeni yeni popülerleşmeye başladı. Atın iyileştirici etkisinden yararlanılan bu tedavi biçimi hem zihinsel hem de bedensel engellere olumlu anlamda katkıda bulunuyor. Hippoterapi Türkiye Projesi’nin, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve Sağlık Bakanlığı tarafından kabul edilmesi sonucu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde oluşturdukları merkezde, uluslararası Hippoterapi tedavi standartlarını yakalamaya çalıştıklarını ifade eden Dr. Cafer Yıldırım; otizm, beyin felci, iltihaplı romatizma, kafa travması, inme, omurilik felci, davranış bozuklukları ve psikiyatrik bozukluklar gibi nörolojik ya da diğer engelleri bulunan hastaların, bu tedavi süreci sonrasında kademe kademe gelişme gösterdiklerini ve sonuç olarak iyi dönütler aldıklarından bahsetti.

“Şu ana kadar 380’den fazla yararlanıcımız, bu döngüye dahil oldu”

Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu projede kilit rol oynadığını belirten Dr. Yıldırım, fizyoterapistlerin, ergoterapistlerin, dil konuşma terapistlerinin ve psikologların; Hippoterapi sürecine terapist olarak katkıda bulunduklarına vurgu yaptı. Dünya’da ve Türkiye’de terapi için genellikle Haflinger ve boyu 150 santimetreyi geçmeyen Pony cinsi atları tercih ettiklerini aktaran Yıldırım, konuyla alakalı olarak sözlerine şöyle devam etti:

“Hippoterapi’de Arap atlarının kullanılması, mizaçları ve bazı ırksal özellikleri nedeniyle uygun değildir. Dolayısıyla Pony’ler; sakinliği ve eğitime yatkınlığı gereğince at antrenörlerinin bu konuda gözdesi durumundadır. Tabi ki atın sağlık kontrolü açısından da veteriner hekimleri göz ardı etmemek gerekiyor. At ile insan arasındaki psişik ilişkiyi, belli birtakım standartlar içerisinde sağlık uygulayıcıları tarafından ve uluslararası uygulama kılavuzlarına entegre olarak geliştirme gayretindeyiz. Şu ana kadar da 380’den fazla yararlanıcımız, bu döngüye dahil oldu.”

“Atın sorumluğu antrenördeyken hastanın sorumluluğu ise terapiste aittir”

“Türkiye’de belli ücretler karşılığında birtakım Hippoterapi eğitim seminerleri veriliyor ama bu kapsamda henüz kayda değer mevzuatsal bir alt yapı olmadığı için, buna sağlık terapisi demek doğru değildir” şeklinde konuşan Dr. Cafer Yıldırım, “Bu uygulama sportif amaçlı bir aktivite olabilir. Fakat sürece bir tedavi özelliği eklerseniz de Sağlık Bakanlığı’nca bir tanımı olması gerekiyor. Bu bakımdan çok disiplinli bir alanla iç içeyiz. Atçılık ve Antrenörlüğü Bölümü mevzunları; atın yetişmesi, eğitilmesi, antrene edilmesi ve terapi öncesi atın uygunluğu konusunda söz sahipleridir. Ama hasta ile ilgili konularda ise hem sağlık sisteminin yasal mevzuatları gereği hem de Sağlık Bakanlığı’nın tanımında geçen meslek grupları sorumludur. Yani; fizyoterapistler, ergoterapistler, dil konuşma terapistleri ve psikologlar bu işin erbabıdır. Terapiler, hekim muayenesi sonucunda ortaya çıkan rapor ve hedefler çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Sonrasında ise ekibimiz, terapi saatlerini ve hangi atı kullanacaklarına dair bir program hazırlıyorlar” dedi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.